Akut ekstremite(uzuv) iskemisi, kol veya bacak damarlarında ani tıkanıklık sonucu gelişen, acil müdahale gerektiren ciddi bir damar hastalığıdır. En sık nedenleri arasında kalpten atılan emboliler, aterosklerotik plaklar üzerinde gelişen trombozlar ve travmatik damar yaralanmaları yer alır. Ani gelişen damarda kan akımı kaybı, ilgili dokularda saatler içinde geri dönüşü olmayan hasara neden olabilir. Bu nedenle “altın saatler” içinde tanı koymak ve tedaviye başlamak hayati önem taşır.
Klinik olarak ağrı, solukluk, soğukluk, hissizlik, hareket kaybı ve nabız alınamaması gibi bulgularla kendini gösterir. Tanı genellikle fizik muayene ile konulmakla birlikte, BT anjiyografi veya doppler ultrason gibi görüntüleme yöntemleriyle tıkanıklığın seviyesi ve yaygınlığı değerlendirilir.
Tedavide temel amaç, uzuvdaki (bacak, kol) damar tıkanıklığının hızlı bir şekilde açılması ve uzvun kanlanmasının yeniden sağlanmasıdır. Klasik yöntem olan açık cerrahi (embolektomi, trombektomi) halen geçerliliğini korumakla birlikte, son yıllarda endovasküler tedavi seçenekleri giderek daha fazla tercih edilmektedir. Balon anjiyoplasti, stentleme, kateter bazlı tromboliz (pıhtı çözülmesi) ve mekanik trombektomi (pıhtı çıkarılması) gibi yöntemlerle damara içten ulaşarak, genellikle ameliyatsız şekilde tedavi mümkündür. Bu yöntemler hem daha az invazivdir hem de iyileşme süresi daha kısadır.
Özellikle uygun hasta grubunda, endovasküler yaklaşımlar daha düşük komplikasyon riski ve hastanede daha kısa yatış süresi ile önemli avantajlar sunmaktadır. Bu nedenle akut ekstremite iskemisinin yönetiminde günümüzde multidisipliner bir yaklaşım içinde, hasta özelinde en uygun yöntemin seçilmesi esas alınmalıdır.