
Koroner Arter Hastalığı
Kalp damar tıkanıklığı, koroner kalp hastalığı ya da koroner arter hastalığı olarak tanımlanan kardiyolojinin temel ilgi alanlarından biri olan hastalıktır. Kalbi besleyen damarların kısmen ya da tamamen tıkanması durumudur. En önemli semptomu özellikle eforla birlikte artan dinlenme ile geçen ileri evrede istirahate de olabilen, yanma, sıkışma, veya baskı şeklinde göğüs ağrısıdır. Ne yazık ki kalp krizi geçiren hasta grubunun yarısından fazlası daha önce semptom tariflememektedir. Kalp damar tıkanıklığı sonucu kişi kalp krizi geçirebilir. Erken dönemde müdahele edilmeyen hastalarda (yaşam kaybı olmaz ise) şiddeti kalp dokusunun kaybı ile orantılı olarak kalp yetmezliği görülür.
Koroner=kalbi besleyen, arter=atardamar anlamına gelir.
Koroner arter hastalığı nedir?
Çapı genelde koroner damarın yerine göre 2-4mm kadar olan ve kalbe kan pompalayan koroner damarların tıkanıklığıdır. Bu damarların içerisinde çeşitli nedenlerle oluşan aterosklerotik plaklar (damar sertliği) tıkanıklığın en önemli nedenidir. Yaş, sağlıksız yaşam tarzı, genetik faktörler, sigara, hipertansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol hastalığa yol açan önde gelen risk faktörleridir. Damarlardaki tıkanıklık farklı düzeylerde olabilir. Tıkanma belirli düzeye ulaştığında kalbe giden kan ciddi oranda azalır. Bu da kalbin yeterince kanlanamamasına ve şikayetlerin ortaya çıkmasına sebep olur. Damar tıkanıklığı daha düşük seviyedeyken de kişi bu plakların ani yırtılmasına bağlı kalp krizi geçirebilir.
Koroner Arter Hastalığı ve Belirtileri
Eforla birlikte artan dinlenmek ile geçen göğüs ağrısı, göğüste baskı, yanma sıkışma hissi ile ağrının bazen sol kola veya çene altına yayılması kalp damar tıkanıklığının tipik semptomlarıdır. Bu belirtiler stabil angına olarak tanımlanır ve çoğunlukla tam tıkanmamış damara sahip hastalarda görülür. Ancak bahsettiğimiz gibi özellikle damarın tamamı (plak yırtılmasına bağlı da olabilir) tıkandıktan sonra kalp damar tıkanıklığı kalp krizine neden olabilir. Bu durumda daha dramatik belirtiler gündeme gelebilir. Bunlar nelerdir?
- İstirahat sırasında başlayan ve geçmeyen göğüs ağrısı
- Nefes darlığı
- Kol, boyun ve sırta vuran ağrı
- Epigastrik (karın orta-üst kısmı) ağrı (mide yanması ile kalp ağrısı birbirine çok benzer)
- İleri yaş ve şeker hastaları ağrı hissetmeyebilir
Kalp Damar Tıkanıklığı Risk Grubu
- Genetik yatkınlık, aile öyküsü
- Yaşla birlikte risk artar. Erkeklerde 40 yaş, kadınlarda 50 yaş sonrası daha sık görülür.
- Yüksek tansiyon ve/veya yüksek kolesterol
- Obezite
- Sigara
- Diyabet
- Stres
- Sağlıksız ve hareketsiz yaşam tarzı
Tanı
Hastanın fiziksel muayenesi yapılır. Hasta öyküsü alınır. EKG ile birlikte muayene sonrası gerekir ise EKO ve Eforlu EKG testi yapılır. Bu testler ile kalp ve kalp damarları hakkında bilgi edinilir. Bazı olgularda kalp sintigrafisi veya bilgisayarlı tomografi istenebilir. Bu tanı araçları ile hastanın kalp damarlarında bir darlık olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olunur. Ancak kesin tanı koroner anjiyografi ile yapılır (Bazı durumlarda bu ön testler yapılmadan istenilebilir). El bileğinden veya kasıktan ince bir boru benzeri cihaz (kateter) ile kalp damarlarına ulaşılır. Damarlara gönderilen bir boya (opak madde) yardımıyla monitörde kalp damarlarının ne derecede açık olduğu ortaya konur. Bu bilgiler ışığında hastanın tedavisi planlanır.
Tedavi
Kalp damarı tıkanıklıklarının tedavisi mümkündür. Hastaların mutlaka yakın takipte olmaları ve tedavilerinin planlanması gerekir. Peki, kalp damar tıkanıklığının tedavisinde hangi seçeneklere sahibiz?
Yaşam tarzı değişikliği ve medikal tedavi: Hastaların mutlaka yaşam tarzlarında bazı değişiklikler yapmaları gerekir. Sigara mutlaka bırakılmalı, hastanın varsa yüksek tansiyonuna ve yüksek kolesterolüne uygun bir diyet programı ve belirli düzeyin üzerinde ise ilaç tedavisi belirlenmeli, hareketsiz yaşam tarzı terk edilmelidir. Şeker ve obesite gibi diğer risk faktörleri kontrol altına alınmalıdır.
Girişimsel (Ameliyatsız) tedaviler: Günümüzde damar tıkanıklıklarının önemli bir kısmının tedavisinde anjiyografik yöntemlerle ilgili damarın açılması yöntemi uygulanmaktadır. Tıkalı ve/veya daralmış koroner damarların tamamına yakını tecrübeli girişimsel kardiyologlar tarafından açılabilmektedir. Bilek veya kasık damarından ince bir kataterle görüntüleme eşliğinde koroner damara ulaşılır. Kateter üzerinden tıkalı kalp damarı balon tedavisi ve stent yerleştirilerek açılır.
Cerrahi tedavi: Çoklu damar hastalıkları ve darlık ve tıkanıklıkların yerine göre kalp ve damar cerrahları tarafından hastaya bypass ameliyatı yapılması gerekebilir. Bu ameliyat daralmış damarı devre dışı bırakıp yeni bir damar ile kalbe giden kan akışının yeniden sağlanmasını içerir. Önceden belirli hastalara (özellikle ana koroner hastaları) by-pass ameliyatı dışında şans tanınmazken (Damar sayısı, tıkanıklığın yerine göre bazı hastalarda by-pass cerrahisi 1. Seçenek ) bu tip hastalara by-pass cerrahisi özellikle belirli oranın üzerinde riskli ise yeni geliştirilen stent ve ek tedaviler ve teknikler doğrultusunda ameliyatsız anjiyo yöntemi ile açılması önerilebilir.